-
1 tepeden inme
1.внеза́пный, неожи́данный2.прика́з ( полученный из вышестоящих организаций) -
2 oben
oben adv yukarı; (in der Höhe) yukarıda; (obenauf) en üstte; an Gegenstand -in en yukarısında; (an der Oberfläche) yüzeyde, üzerinde; im Haus yukarıda, üst katta;da oben şurada yukarıda;links oben yukarıda solda;siehe oben yukarıya bak;von oben yukarıdan; fig tepeden inme;von oben bis unten baştan aşağıya, Person tepeden tırnağa;von oben herab fig tepeden bakarak; tepeden inme;oben erwähnt yukarıda anılan;oben genannt yukarıda adı geçen;fam oben ohne üstsüz -
3 сверху
1) yukarıdanспусти́ться све́рху вниз — yukarıdan aşağı(ya) inmek
2) üstte; üstündeвозьми́ тот, кото́рый (лежи́т) све́рху — üsttekini al
све́рху он не окра́шен — üstü boyasız
3) перен. yukarıdanприка́з све́рху — tepeden inme / gelme emir, tepeden emir
э́то был челове́к, кото́рого подде́рживали све́рху — yukarıca tutulan biriydi
••смотре́ть на кого-л. све́рху вниз — birine yüksekten / tepeden bakmak
све́рху до́низу (на всех уровнях) — üst kademeden tabana kadar
-
4 tepe
tepe Spitze f; (Baum)Wipfel m; (Berg)Gipfel m; Hügel m; ASTR Zenit m; MATH Spitze f, Scheitelpunkt m; Scheitel m, Wirbel m (am Kopf); Genick n (der Vögel);tepe noktası Scheitelpunkt m; fig Höhepunkt m;-e tepeden bakmak fig herabsehen auf A;tepeden tırnağa kadar von Kopf bis Fuß, vom Scheitel bis zur Sohle; bis an die Zähne bewaffnet;tepesi atmak fig vor Wut platzen -
5 свыше
1) нареч. yukarıdanприка́з свы́ше — tepeden inme / gelme emir
2) предлог üstünde, aşkın, yukarıсвы́ше ста — yüzün üstünde, yüzü aşkın, yüzden fazla
де́ти в во́зрасте свы́ше пяти́ лет — beş yaş üstündeki çocuklar
э́тому пра́зднику свы́ше ста лет — bu bayramın yüz yılı aşan bir geçmişi var
-
6 снег
ммо́крый снег — sulu kar
покры́тый сне́гом — karla örtülü / kaplı, karlı
похо́же, пойдёт снег — hava karlayacağa benziyor
к ве́черу пошёл снег — akşama doğru hava karladı
••свали́ться как снег на́ голову — tepeden inme gelmek
у него́ среди́ зимы́ сне́га не вы́просишь — ateşe vursan duman vermez, günahını vermez
См. также в других словарях:
tepeden inme — sf. 1) Beklenmedik, şaşırtıcı Bir kandil gecesi Gülsüm, aşırılmış birkaç kandil çöreği ile akide şekerlerini bahçeye yerleştirirken tepeden inme bir baskına uğradı. R. N. Güntekin 2) Yüksek bir makamdan çıkan (buyruk) … Çağatay Osmanlı Sözlük
inme — is. 1) İnmek işi 2) tıp Vücudun bir bölümünde hareket ve hissetmenin kalkması, felç, paralizi, nüzul Birleşik Sözler dağdan inme tepeden inme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller inme inmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tepeden inmeci — is. Tepeden inme yöntemine başvuran kimse, jakoben … Çağatay Osmanlı Sözlük
tepe — is. 1) Bir şeyin en üstteki bölümü Pencere önünde dimdik durmuş, kocaman ağaçların tepesine bakıyordunuz. S. F. Abasıyanık 2) Bir yerin, bir nesnenin vb.nin üstü, hizası Ekşisu da trenden indikleri sırada güneş tam tepelerindeydi. N. Cumalı 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük